-
1 soğuk
1) Kälte f\soğuk almak eine Erkältung bekommen; ( üşütmek) sich erkälten, sich eine Erkältung holenbu \soğukta bei dieser Kälte\soğuktan dişleri takırdıyordu er klapperte vor Kälte mit den Zähnenkuru bir \soğuk eine trockene Kälte2) Frost m\soğuk çalmak durch den Frost leidenbitkileri \soğuk çalmış die Pflanzen haben durch den Frost gelitten\soğuk vurmak [o yakmak] Frost (ab) bekommenbu bitkileri \soğuk vurmuş [o yakmış] diese Pflanzen haben Frost (ab) bekommenII adj1) ( sıcak karşıtı) kalt2) ( fig)\soğuk bir cevap eine kaltschnäuzige Antwort\soğuk duş etkisi ( yapmak) eine kalte Dusche (sein)
См. также в других словарях:
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük